Orhan Toker

Dijital çağda yaşıyoruz! Günlük yaşamımızda her yanımız ekranlarla doldu. Bu hızlı dönüşümden, fiziksel, bilişsel ve psikolojik olarak etkileniyoruz.

Hiçbirimiz bu çağın çekiciliğine karşı koyamıyoruz. Çocuklar, gençler ve yetişkinler ekranlara teslim olmuş durumda.

Sağlığımız ve performansımız bu dönüşümden etkileniyor.

Ufaklıklar ayakkabılarını bağlamayı öğrenmeden tablet kullanmayı, fare ile sürükleyip bırakmayı öğreniyor.

Çocuklarımız bilgisayar oyunlarına bağlanıp kalıyor.
Ödevleri aksamaya başlıyor ve iletişimleri gitgide zayıflıyor.

Gençler saatlerini sosyal medya akışlarını kontrol ederek geçiriyor. Ya da kendi YouTube kanallarında projelerini paylaşıyorlar…

Biz büyüklerse bitmeyen mesajlarımızı yanıtlamak, bildirimleri kontrol etmek ve Netflix’te dizi seçmekle meşguluz…

Biz mi teknolojiyi kontrol ediyoruz, teknoloji mi bizi?

Çocuğunuzun bu teknolojik patlamadan olumsuz etkilendiğini düşündüğünüz, öğrenme ve gelişimiyle ilgili endişeye kapıldığınız oldu mu?
Biraz durup, teknolojinin değerli vaktimizi çaldığını, bunun maliyetinin ne olduğunu düşündünüz mü. Akademik başarı düşüşü, uykusuzluk, obezite, boyun ve sırt ağrıları için endişelenmeye başladınız mı?
Hemen telaşlanmayın. Beynimiz teknolojinin sürekli bizim aklımızı çelmesiyle baş edecek şekilde tasarlanmadı. Hepimiz aynı savaşı veriyoruz.

Ben Orhan Toker,

Y. Mimar ve bilişimciyim. Dijital yaşam ve bu yaşamın çocuklarımıza neler getirdiğini araştırıyorum. Dijital yaşamın artılarını ve eksilerini öğrenirsek bu bilgimizi, teknolojiyi çocuklarımızın gelişimini olumlu etkileyecek şekilde kullanabileceğimizi düşünüyorum.